27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 12 Eylül 1980 günü emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği üçüncü askeri müdahalenin yıl dönümünde olduklarını hatırlatan Kelepircioğlu, aradan geçen yılların hem dünyayı hem de Türkiye’ye değiştirdiğini söyledi.
Lakin ülkemizdeki bu dönüşümün, bu demokrasi mücadelesinin en büyük mimarı hiç şüphesiz ki AK Parti’dir. Özellikle, 80 darbesiyle ülkenin gelişim süreci sekteye uğratılmış, demokrasi anlayışının yerini faşizan bir baskı alarak vesayetlerin git gide arttığını hepimiz gördük, yaşadık. 12 Eylül darbesi tarihimizin kara bir lekesidir. 12 Eylül, değişen ve gelişen demokrasinin önünde suni bir engel olarak getirilmiş ve yoldan çıkan bir demokrasi anlayışına neden olmuştur. Sadece günümüz için değil o günlerde yaşananlar da çok korkutucudur. Yaklaşık olarak 600 bin insan tutuklanmış ya da gözaltına alınmıştır. Yüz binlerce insan yıllar boyunca süren uzun davalarda yer almak durumunda kalmış ve birçok vatandaşımız için idam kararı alınmıştır. Bu açıdan 12 Eylül’ün korkunç sonuçları olmuştur. Yapılan işkenceler de göz önüne alındığında insan hakları açısından bir faciadır. Askeri darbeler millete ve vatana ihanettir. Darbeler sonucu hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum. Acılarımız, gözyaşlarımız, geleceğimizde bizlere ışık tutacaktır” şeklinde konuştu.